30 Haziran 2010 Çarşamba

Bazı Doktorlar ve Kesilesi Dilleri...


Doktorluk müthiş bir meslek. Ben hayatta yapamazdım. Cidden çok sorumluluk istiyor ve uğraşılan şey bir insanın hayatı. Şu dünyada daha kıymetli bir şey yok yani. Fakat öte yandan doktorlara hastalar ile konuşma kursu verilmesi gerekiyor. Öyleleri var ki sizin ne anlayabileceğini bilmeden diline geleni sarfediveriyor kulağınıza... Ondan sonra sıkıntı dolu saatler başlıyor..

10 gün önce gittiğim bir kadın doğum doktoru "Bu bebeğin bacakları kısa" dedi! Neye uğradığımı şaşırdım. O anda "kısa" kelimesi bana Allah korusun anormal, bodur, cüce, veya gelişimi iyi ama bacakları hep daha kısa kalacak bir çocuk çağrışımı yaptı. Nasıl yani dedim doktora, bacak gelişimi daha geriden geliyor dedi. Kendi doktorum şimdiye kadar hiç öyle bir şey söylememiş hep normal demişti. Bir sürü şey geçti aklımdan doktorum biliyordu de bana mı söylemiyordu, bu doktor mu yanlış gördü, son gittiğimden beri mi gelişimi geri kalmaya başladı vs. Neyse sonradan zahmet oldu bu kısa mısa diyen doktor benim çok düşündüğümü görünce bunun normal olduğunu, ölçümlerin kesin olmadığını, kısa demekle bir anormallelik belirtmek istemediğini genetik olduğunu sağlık olarak bir sıkıntı olmadığını falan söyledi beni biraz rahatlattı. Ama içime oturmuştu bi kere.

2 hafta sonrasında aynı hastanenin başka bir doktoruna 37. hafta raporunu almak için gittim. Geçen seferkinin şokunu yeni atlatmıştım ki bu "gerizekalı" doktor ultrasonda bebeğe bakınca "Allah Allah, bir asimetri var bu bebekte, neden böyle ki anlamadım vücudunda aşağı indikçe gelişimi geriliyor" falan gibi abuk subuk laflar etti. Asimetri ne demek ya!!! Ya dedim siz ne diyorsunuz alın bakın eski ultrason görüntüleri burada açtım dosyamdan gösterdim hemen. Hımme burda normal çıkmış bizde neden böyle çıktı ki, anlamadım. Onuda mı ben bilecem ölçmeyi beceremedin demekki diyecem ama o kadar sarsıldım ki. Dokunsalar ağlayacağım nerdeyse. Aynı gün kendi doktorumun muayenehanesinde aldım soluğu!! Önce abuk subuk doktortorlara gittiğim (halbuki raporu oradan almak zorunda olduğum için gittim)ve her söyleneni taktığım için tatlı bi şekilde azarladı beni :) Sonra ultrasonla baktı ve o doktorların ölçmeyi beceremediğini, bu ölçümlerde doğru açıyı tutturmanın çok zor olduğunu ve kızımın tombiş bacaklarında hiçbir problem olmadığını söyledi. Çok rahatladım :)))

Ancak suyumu kontrol ettiğinde azaldığını farketti. İşte bu kötü bir haber :((( O doktorların kafasına bacağına bakacağına bu son haftalarda amniyon sıvısının miktarına daha çok bakmaları gerektiğini ve bunu nasıl ihmal edebildikleri ile ilgili söylendi doktorum. Dediğine göre bu hafta olması gerekenin yarısı kadar suya sahibim :(( 3 gün evde yatıp az hareket edip bol su içmemi istedi. Öyle de yapıyorum. Eğer bir gelişme olmazsa normal doğumu bekleyemeyeceğiz galiba. Halbu ki ben kendimi normal doğum için hazırlamıştım hiç bir zaman sezaryen istememiştim. Ama kısmet buymuş demek ki diyorum. Doktoruma gerçekten çok güveniyorum ve kendisinin normal doğumu savunan bir insan olduğundan da eminim. Herşey yarın belli olacak...

İşin şu yanı cidden çok acı. Benim doktorum var imkanım var ve ona güvenip danışabiliyorum. Fakat öteki tip insanların elinden günde kaç tane gebe geçiyor bir düşünün. O insanlara neler diyorlar, nelerini ihmal ediyorlar kim bilir...

2 Haziran 2010 Çarşamba

Evet!! Kız Olacak ve Ben çok Memnunum!!!


Şu insanları gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Ben devrin değiştiği kanaatindeydim ama yanılmışım galiba. Biz hala yerimizde sayıyoruz.

Karnım tabii ki büyüdü ve kızım ben buradayım diye sesleniyor artık. Görenler önce kaç aylık olduğunu sonra cinsiyetini soruyor. Neşe içinde kız diyorum. Tepkiler ise insanı deli edecek şekilde oluyor. Neşeme katılan insanlarla o kadar az karşılaştım ki. Artık umursamıyor gülüp geçiyorum hepsine. Her annenin bir kızı olmalı, kızı olmayan bunu anlayamaz diyen bir annem var benim. Aynı görüşteyim ve kızım olacağını öğrendiğim günden beri çok mutluyum. Ama çevredekiler öyle mi?

Soru: Cinsiyeti ne?
Neko: Kızım olacak :D

A kişisi: Öyle mi? Sağlık olsun.
(O ne ya? Sanki birşey kaybettik. Töbe töbeee...)

B kişisi: Olsun. Sağlıklı sıhhatli doğsunda...
(İyi diyosunda suratındaki ekşilik ne?)

C kişisi: Eli ayağı sağlam olsun da cinsiyetinin ne önemi var.
(E o zaman niye sordun? Beni mi teselli ediyorsun kendini mi?)

D kişisi (akraba): Hiiç mesele değil. Sağlık olsun...
(askdjdfjjırmbf..!!!! Benim için mesele, hem de şahane bir mesele. Sana nasıl bir mesele?)

E kişisi (akraba): Şaka yapıyorsun dimi?
(argfdsdadşs@@lşd..!!!!!Ben sana kızımı sevdirmeyeyim de sen gör!!!!)

F kişisi: Bilmem kime de kız demişlerdi ama oğlu oldu.
(Hala bir umudu var yani garibanın. Yok yok olmasın öle..)

G kişisi: Bu adam cidden enteresandı yalnız. Mobilya bakıyorduk. Ne dediğini tam hatırlayamıyorum ama kız olduğunu öğrenince Koca'yı teselli etmeye çalışmıştı. Yok kız zaten daha iyidir, eve bereket getirir vs. die. Çok sinir olmuştuk ama çıkınca adamla dalga geçip güldük :))

Bu dialoglar defalarca tekrarlanmış, "aa ne güzel" cevabı sadece %5 lerde kalmıştır. Şunu daha net gördüm ki eski nesil erkek çocuğa hala daha gerekli gözüyle bakıyor. içten olumsuz dıştan göstermelik bu tepkiler genelde ileri yaştaki insanlardan gelirken yaşıtım bayanlar benle aynı görüşte.

Neyse ki öyle... :))