15 Aralık 2011 Perşembe

Değişen Fikirler

Çocuktan önce ve çocuktan sonra insanın hayatı tamamen değişiyor. Çok normal bu. Ama değişen fikirler ve tahammüller de var. İşin enteresan kısmı o.

Ben mesela bebekleri ve çocukları pek kucaklayarak sevmezdim. Neden mi?

-Çocuklar sümüklü olur.
-Çocuklar salyalı olur.
-Çocukların elleri pis olur çünkü herşeye değerler.
-Çocukların yüzleri pis olur çünkü yedikleri herşeyi sıvaştırırlar.
-Çocuklar gıcık cevaplar vererek sizi rezil edebilir.
-Çocukların saçlarından yapışık nesneler çıkabilir.
-Bebekler kaka kokabilir.
-Bebekler çiş kokabilir.
-Bebekler salya konusunda çocukları fazlasıyla geçebilir.
-Bebekler üzerinize kusabilir.
-Bebekler dolayısıyla kusmuk kokabilir.
-Bebekler kucağınıza aldığınızda ağlayarak sizi rezil edebilir.

Bu gibi sebepler beni bebeklerden de çocuklardan da biraz uzak tutardı. Hamileyken 2.ye hamile olan bir arkadaşım başka bir arkadaşımın 5 aylık kızını seviyordu. Ama nasıl seviyor ayıla bayıla. Bebek bunun yanağını ağzına yapıştırdı, yoğun bir salya sızıntısı arkadaşımın yanağından boynuna doğru yol almaya başladı. Ben gözlerim iri iri, midemde kelebeklerle olayı izliyorum. Oyy ben seni yerim, oyy ben seni mıncıklarımlar arasında bir farkettim ki o salyadan tek rahatsız olan benim. Ne annesi ay kusura bakma dur sileyim dedi, ne arkadaşım ıyyy yanağım ıslandı dedi. Arkadaşım yanağını silmedi bile anlamadım, o salya kendi kendine kurudu galiba. O zaman anlamadım ama şimdi anlıyorum işte.

Şimdi bir bebek gelsin yanıma çişte koksa kaka da koksa kusmuk da koksa ben gene de cennet kokusunu alıyorum onun. Salyası, sümüğü, yediği, kustuğu bulaşsın üstüme ne olacak, zaten bizimkinden kalan temiz bir yer bulmaları çok zor bulaştırmak için. Çocuk pis olacak tabi çünkü anlıyorum ki bir annenin o çocuğu her daim tertemiz tutması için ışık hızıyla hareket ediyor olması gerek. Akan burunun silinmesi, ellerin yıkanması, saçların toplanması ve bunun her an tekrar tekrar yapılması yetişmesi zor bir kısır döngü. Salıyor gidiyor anne bazen. İşte o zaman benim gibi daha gerçeklerle yüzleşememiş biri çocuğa bakıyor ve 'Iyyy' diyor. 'Hiç mi temizlemiyor annesi bunu...'

Hadi ordan!!!

7 Aralık 2011 Çarşamba

Macera Dolu Amerika


Oldu en sonunda oldu bim bam booomm.. Bursuydu, vizesiydi, DS-iydi, formlarıydı, belgeleriydi, dolarıydı, bavuluydu, valiziydi, biletiydi derken hoooppp Neko ve ailesi sonunda kendini Amerika'ya attı. Hemde geleli neredeyse 3 ay olacak...

Evet bizim meslekte herkes bir seneliğine gidiyor Amerika'ya. Ama ben büyük oynadım! Gidiyorsak iyi bir yer olsun dedim, isterse pahalı olsun idare ederiz dedim. Los Angeles'dayım. Koca burda bızdık kızım burda ben burda. Beverly Hills'e o kadar yakınım ki. Akşam gezmesine Walk of Fame' e gidebiliyorum. Terasımdan kulesini görebildiğim Fox sinemasında gerçekleşen galaları karşı kaldırımdan da olsa izleyebiliyorum. Teras dediysem öyle büyük amerikan evlerinden değil. 1+1 ama salondan büyük terası olan içine bolca güneş alan çok güzel bir evim var. Pahalı, çok pahalı ama Beverly Hills'e komşuyuz var mı ötesi :)

Burada hayatım çok daha yoğun. Çünkü en büyük desteğim annemsiz kaldım burda. Aramıza okyanus girince herşey benim üstüme kaldı. Kızım, evim, işim, kocam.

Az çok idare ediyorum. Daha çok yazmak istiyorum çok çok, yazacak o kadar çok şey var ki. Ekleyecek bir sürü resim var.. Ahh zaman, bana daha çok zaman ne olur bana biraz daha fazla zaman. 26 saat falan yaşasam günleri mesela. Çok mu zor?..