19 Kasım 2013 Salı

Sadece Biraz Hoşgörü

  Türk milletinin özünde ne kadar sabırsız ve tahammülsüz olduğu trafikte belli olur. İnsanoğlunun diye başlayabilirdim bu cümleye ama mükemmel trafik sistemi algısını yayasından sürücüsüne kadar trafikte yer alan her bir üyeye oturtmuş ülkeler gördükten sonra başlayamıyorum haliyle. Trafik sıkışıklığı veya trafikte sizi durdurmaya, yavaşlatmaya veya yapmak istediğiniz şeyi yaptırmamaya (bu kural dışı bile olsa) yönelik her hareket bir kavga sebebi bizim ülkemizde. Kırmızı ışıkta 2 sn geç kalktığı dahası sarıda daha harekete başlamadığı için korna yemeyen var mı? Kornayı duyuyoruz ağızlarından dökülen cümleleri iyi ki duymuyoruz...

  Ben yaklaşık 11 yıldır araba kullanıyorum. Bu konuda usta olduğunu düşündüğüm insanlardan araba kullanma konusunda övgü alıyorum. 'Bir bayana göre' iyi kullandığımı söylüyorlar. Bu nasıl bir kriterdir? Bir bayan göre ne demektir? Bayanlar kötü mü kullanır? Hayır hiç sanmıyorum. Bence kötü araç kullanan bayan yoktur tahammülsüz şoför vardır!

  Hiç kimse annesinin karnından araba kullanmayı bilerek dünyaya gelmiyor. Yürümeyi düşe kalka öğrendiğimiz gibi araba kullanmayı da deneye yanıla öğreniyoruz. Genele vurulduğunda bayanlar erkekler kadar araba kullanma şansı yakalamıyor. Bu şansı yakalayanlar da zaten yıllardır ustalaşmış, kuralda da kuralsızlıkta da sınır tanımayan, tahammülsüz sürücülerle dolu bir havuzun içinde buluyorlar kendilerini. Zaten naif olan yapılarıyla kazasız belasız ulaşmaya çalışıyorlar gidecekleri yere. Yeni araba kullanmaya başlayan arkadaşlarımın arkadan araba geldiğini görünce daha arkadaki hiçbir şey yapmadan gerildiğini görüyorum. Çünkü biliyorlar ki arkadan gelen tahammülsüz bir sürücü. Bu sürücü erkek de olabilir bayan da olabilir kesin olan bir şey varsa sana söylenme şansı yüksektir.

  Her zaman böyle olmak zorunda değiliz. Bunu çok kısa bir örnekle anlatayım. Geçenlerde dar bir sokakta ilerliyorduk eşimle. Annemi ve kızımı alacaktık parktan. Yol yeterince dar değil gibi bir de sağlı sollu arabalar park etmişti. Çocuk parkının yanından geçerken durmak zorunda kaldık çünkü tam önümüzde bir bayan şu an modelini hatırlayamadığım ufak bir arabasıyla boş bulduğu bir alana park etmek istiyordu. Ancak manevralarından acemi olduğu ve park etmeyi başaramayacağı çok net belli oluyordu. Arkamızda önce bir sonra iki derken beş-altı tane araba birikmeye başladı. Karşıdan gelen 2 arabayla da kadroyu tamamlamış olduk. Bayan park edemiyor ve bulduğu park yerini de bırakmak istemiyordu, o yolu tıkamaya devam ettiği için de herkes bekliyordu. Eşim söylenmeye başladı. 'ohoo, kaldık burada, bu manevrayla park edemez bu, çok acemi, böyle girmeye çalışırsa gene olmaz, arkamızda bir sürü araba birikti vs...'. Ben de 'Kadın park edemeyecekse in yardım et' dedim. 'Manevrayı nasıl yapması gerektiğini söyle, park ettir yolu aç' dedim. El frenini çekti indi, bayana nasıl park etmesi gerektiği konusunda kibarca direktifler verdi. Bayan minnettar bir şekilde teşekkür etti. Yol açıldı ve ilerledik. Kimse küfür etmedi, kimse kornaya basmadı, kimse bağırıp çağırmadı. Eşimin inip yardım ettiğini gören herkes sakince bekledi. Yol açılınca herkes yoluna devam etti. Aslında her şey bu kadar basit...

  Eleştirip yerden yere vuracağımıza yardım etsek, hoşgörü göstersek, tahammül etsek, sabretsek trafikte daha mutlu yol alabiliriz. Kurallara uymayıp uyarıldığında tersleyenler var tabi bir de.. Onları Allah'a havale ediyorum...