5 Mayıs 2009 Salı

Nişantaşı pazarındaki zenginler...

Böyle yazınca zenginler gidiyo oralardan alışveriş ediyo gibi oldu da. Onu demeyeceğim aslında.

Geçen gün biricik arkadaşımla Ankara'daki Nişantaşı pazarına bi el atalım ne var ne yok bakalım dedik. Bi gittik ki çoraplar örtüler naylonlar korsan kitaplar cdler neler neler... Bi biz yokmusuz :P Dolaştık dolaştık 5 liraya eşofman altı satan tombulca bi teyzenin tezgahına vardık. Tezgahın üstünde battal boyların olduğu eşofmanların üstüne bağdaş kurmuş oturuyo. Mor sevdamızdan vazgeçmeyerek aradık taradık morundan aldık birer tane. O esnada teyzem iphone telefonunu çıkarıp oğulcuğunu aradı dışarıdaki yağmurda ıslanıyo mu diye sormak için.


Alayım diye indirime girmesini beklediğim çantamda kuzu kuzu yatan sony ericson telefonumu ve bu maaşı alabilmek için yıllardır ne kadar okuyup ne kadar çalıştığımı düşündüm. Oooww dedim teyzeme bak iphone telefonu var... Cevaben bu neki 20 milyarlık malın üstünde oturuyoom şu an been dedi. ooh ooh dedik... Neyse aldık alacaklarımızı gitti eve arkadaşıma güzel olmadı eşfoman geri götürüp değiştirmek istedik. Ben arabada bekliyorum o gitti gelmeezz.. Merak ettim nooldu bu kıza die. Derken elinde 5 lirasıyla geldi geri. Ellerinde başka yokmuş o yığında bulmasına da yardımcı olmışlar. Arkadaşımda bu sefer parasını geri istemiş. Kadın vermem demiş. Bu ısrar etmiş o takmamış falan o arada oğulcuğu gelmiş kadının. Amaan anne ya ne paranla rezil oluyorsun ver gitsin demiş. Arkadaşım bunu söyleyince öyle bi ohaa dedim ki kendime de şaştım...

Benim bildiğim müşteri der paramla rezil oluyom diye. Nasıl insanlar bunlar anlamadım. Ben 4 yıl lisans 3 yıl yüksek lisans üstünede durmayıp yıllardır doktorada okuyup, devlet maaşına talim etmekle hata mı yaptım acaba. Yoksa liseden mezun olup eşofman mı satsaydım. O zaman cebimde iphone altımda jeep mi ağzımda da görgüsüz laflar mı olurdu. Kimseyi küçümsediğimden değilde aslında kimse göründüğü gibi değil. Hayat da çok dengesiz. O kadar...