18 Kasım 2009 Çarşamba

Kendi kutunu kendin yap...


Ne becerikli insanlar var Ya Rabbim!
donteatthepaste isimli sitede sahibi Shana çıktı alıp katlanarak yapılabilecek çok şeker kutular sunuyor. Aşağıda benim beğendiğim ve kaydettiğim bir kaç tane örnek resim var. Bana bu siteyi gösteren ve bu tarz şeyleri bulmakta usta arkadaşım Asya'ya çok teşekkürler :)


Bu bitmiş hali. Süper dimi? Yapmak mı istedi canın? Senin de mi olsun? O zaman aşağıdaki resmin çıktısını alacaksın...


Bu kadar basit...


Bak bunun üstünde kalpler var. Çok şeker çok...



Artık devamı için Shana'nın kendi sitesine buyurun. Başka başka şeyler de görebilirsiniz... En yakın kimin doğum günü var? Hediyesini bunların içine mi koysak? :D

12 Kasım 2009 Perşembe

Dişi Kanarya

O biiiirrr Dişi Kanaryaaaa...
O biiirrrr Koyu Fenerbahçeliiii...
O biiirrrr Sarı-Lacivertliiiiiii...
O biiirrr O biiirrr O Nekoooo...

Artık yeni bir formam var. Önü arkası şu şekildeee:


Evet gerçekten yaptım. Gittim orjinal bir forma aldım ve arkasına NEKO 12 yazdırdım :D Bu arada formanın tasarımı ve renkleri bence şahane!!


neden 12? Aslında doğum yılımı yazdırmak istiyordum ama aldığım forma xs beden olunca sırt kısmına iki tombul harf sığmadı :) Ben de taraftar numarası alayım dedim. Sahada 11 ben 12 :)

Önceden çubuklu formam vardı o da abimin olduuu :) Hadi bakalım gelsin artık maçlar derbiler goller yeni yeni 6-0lar...

UGG alırken dikkat


Efenim UGG çılgınlığına ben de katıldım gittim kendime puff puff UGGler aldım :)
Şu sıralar birçok yerde ucuzlamış durumdalar. 99Liraya alınabileceği birçok yer mevcut. Örneğin Bambi. Önceden bunlar neden böyle ucuz yoksa çakma mı diye düşünüyordum. Gidip inceledim çakma değiller ama bi gariplik vardı. Geçen sene incelediklerimden farklılardı, renkleri derileri ve dikişleri. Acaba üzerinden zaman geçti de ondan mı bana böyle geliyor dedim. Giydim denedim fit durması gereken boyun kısmı buruşuk duruyor aynadan baktıkça hiç hoşuma gitmiyor!! Tereddüt ettim almak istemedim biraz daha bakayım dedim bıraktım.

Bu arada kocamın sitemlerini dinliyorum, neymiş geçen sene boyunca her gördüğüm yerde göstermişim sürekli istemişim, şimdi o alacakmış da ben beğenmiyormuşum, vs vs... Halbuki benim içime kurt düşmüştü bunlar farklıydı işte!!

Ben denerken kadının biri sordu neden fiyatlarını bu kadar düşürdünüz diye adamişte bayram geliyo kampanya vs dedi. Ama içime sinmedi. Nasıl oluyorda bir yer 200-300e satarken bir yer 99a satabiliyor?

Derkeeen Veroniye girdim. Orada bi farkettim ki kemik rengi olan UGGlerden rafta 2 tane vardı ve ikisi arasında renk tonu farkı vardı. Aldım inceledim beyaza yakın olan daha ince derisi daha kalitesiz ve içinin yünü daha az. Öteki ise daha muntazam, daha kaliteli, yünü çok kabarık ve dikişleri düzgün. Bunlar neden farklı diye sordum bu geçen sezonunki dediler. İkisinden de istedim ve ikisini de yanyana giydim bukadar fark olabilir!! Eski sezonunki çok daha rahat yumuşak ve boyun kısmı daha sıkı durduğu için daha fit yani düzgün duruyor. Öbürü ise aşağıya doğru yığılma eğiliminde.

Yani bunlar muhtemelen sahte. Alacak olanlara da tavsiyem nasıl olsa hepsi aynı UGG diye düşünmesinler. Ucuz olmasının bir sebebi var. Bence bu UGGlerin kalitesi daha düşük. İyi inceleyip alın... İkisini yan yana gördüğünüzde farkı farkedeceksiniz. Keşke elimde ikisinin yan yana resmi olsaydı :)

Ben uzun ve kemik rengi olanından aldım. Ama diğer renkleri de çok güzel. Özellikle mavisi. Amerikaya gidince de düğmelilerden alayım. Neyse, güle güle kullanayım :)

Halet-i Ruhiyem'e sesleniyorum

http://civildiyorum.blogspot.com/ Adresli blog sahibi arkadaşım bloğunu özelleştirmiş. Sesimi duyuyorsan bana da izin vermeni istiyorum. Mail atacaktım ama adresini bulamadım :((( İzin vermek için mail adresim: mavileblebi@gmail.com

En kısa zamanda tekrar görüşebilmek dileğiyle...

7 Kasım 2009 Cumartesi

Rahmi Koç Müzesi - Minyatür Odalar Sergisi

Geçen hafta sonu annemle yeni bir kültür mantarı etkinliği gerçekleştirmek üzere düştük yollara. Yağmur çamur bizi hiç etkilemedi. Ankara kalesi civarında Cengel Han'da Rahmi Koç müzesi var. Oralar zaten çok güzel. Antikacılar, gümüşçüler, takıcılar, ıncıkcılar, cıncıkcılar, boncukcular neler neler... Ama Rahmi Koç müzesi çok zaman alıyor zaten o yüzden pek fazla gezemedik.

İstanbul'daki müzeye de gitmiştim. Buradaki daha küçük ama genede bir çok eski ürün sergileniyor. En çok oyuncaklara bayıldım. Tahta oyuncaklara karşı bir zaafım var zaten. (Kendime not: Bir gün kolleksiyonumun resmini çekip koymalıyım.) Şimdi çektiğim bazı resimleri paylaşalım...

Bayıldığım Tahta Oyuncaklar


Bunlar mutfak elemanları serisi. İnanılmaz sevimliler. Aşçılar, hizmetçiler ve taşıdıkları ekmekler çorbalar vs. Tamamen tahtadan yapılmışlar.


Bu da yaşlıların oturma odası :D Amca elinde gazete ve pipoyla uyuya kalmış :D Teyzem de kahve içiyo ama gözler fal taşı gibi. Tavanda örümcek mi gördü acaba :D Arkada yan gelip yatansa apayrı bir alem.


Bunların tipi diğerlerinden çok farklı. Ama bunlar da tahtadan. Yine bir mutfak elemanları serisi. Öndeki melekler çok tatlı tombik tombikler.


İlk resimde de görünen orjinal tip :) Sanırım tavuk budu pişirmiş :D


Bunlar da yılbaşı serisi. Öncekiler cilalıydı bunlar cilalı değil. Ama boyaları ve renkleri genede çok güzel.


Aynı oyuncaklar farklı açıdan. Şu gözleri kapalı satış yapanlar varya işte en çok onları koleksiyonuma katabilmeyi isterdim. Biraz fakirler galiba :D Çok tatlılar çok orinaller ve çok muntazamlar. Dahası çiftler :D Keşke benim olsalardıı keşkeee....

Ben özellikle bu oyuncakları çektim ama müzede dünya kadar çok şey vardı... İlginizi çekecek hatta sizi çocukluğunuza döndürecek anı dolu bir çok nesne bir arada...Şimdi sergimize gelelim...

Hayallere Sığmayan Minyatür Odalar Sergisi


Hayallere Sığmayan Minyatür Odalar Henry Kupjack tarafından sergileniyor. Gerçekten inanılmazlar. Bu kadar ayrıntı bu kadar küçük ölçeklerle nasıl verilebiliyor insanı şaşırtıyor. Üstelik her malzemesini bire bir kendisi hazırlıyormuş. Camekanın arkasındaki her bir odaya bakıldığında odanın kendisine bakıyormuşsun hissi doğuyor. Mükemmel bir derinlik sağlanmış herbiri için. İnce ayrıntılara o kadar güzel yer verilmişti ki. Mesela bir resim atolyesi vardı darmadağın ve lavabosu kirli :D Bir çok odanın penceresinden görünen manzaralar bile sunulmuştu. Örneğin Newyorktaki bir odadanın camlarından başka bir bina görünüyordu. Bazılarından evin bahçesi görünüyordu.

Sergi ortamı karanlık olduğu için benim çetiğim resimler pek güzel çıkmadı. Ama internette birçok güzel resim bulabilirsiniz. Tavsiyem gitmeyi düşünüyorsanız resimlere bakmayın. Gidip orada kendi gözlerinizle görün.

Sergi Çengelhan Rahmi Koç Müzesinde Şubata kadar devam edecek. Müzeye giriş ücretli.

Bilet fiyatları ise şöyleki:
Öğrenci : 3TL
Tam: 6TL

3 Kasım 2009 Salı

Donarak mı öleceğiz?


Bu ne soğuktur yaw. Baktım düne göre güneş çıkmış oh dedim ne güzel. Sıcak olacak bu gün. Ama nerdeee.. Ofiste donuyoruz. Kat kat hırka. Isınmak için bol bol çay içiyoruz. Aldığımız azıcık ısı çay yüzünden gidilen wc yollarında ve buz gibi wclerde fazlasıyla kaybolup gidiyor. Kaloriferleri doğru düzgün yakmayanların gidip suratına hapşuracağım hasta olursam. Koluma moluma değil onların suratına.

Zaten midem bi nane. Öyle böyle değil ağrıyıp duruyor. Üşüdükten sonra daha da beter oluyo. Neyse bundansa yazmam gereken daha başka hafta sonu etkinliklerim var aslında ama sonra yazayım onlarıda...