7 Ekim 2009 Çarşamba

DT: Hünkar ve Mimar

Devlet tiyatrolarının yeni sezonunda ilk izlediğim oyundu. Devamını bekliyoruz :) Oyun hakkında detaylı bilgiyi http://www.devtiyatro.gov.tr/ adresinde bulabilirsiniz.


Neko'ca Özeti:

Oyun Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan arasında 1 gece boyunca geçen konuşmalardan oluşuyor. Hürrem Sultan ile birlikte sadece 3 kişilik olan oyun son derece durağan, ama oyunda önemli olan kişiler arasında geçen sözler. Uykusu bir sıkıntısından dolayı kaçan Kanuni Mimar Sinanı gecenin bir yarısı dertleşmek için evinden aldırır. Derdinin ne olduğunu direk söylemez ama verdiği ipuçlarından Mimar sorunu anlar. Yıllar önce Mustafa adlı şehzadesini kendisini devirerek tahta getirmek isteyenlere engel olmayı başarmış ve Nizam-ı Cedid yasası gereğince katlettirmiştir. Şimdi aynı olayı şehzadesi Bayezid için de gerçekleştirmek zorundadır çünkü şehzade Kanuniden sonra tahta şehzade Selimin geçeceğini öğrenince isyan etmiş, yönettiği savaşları kaybetmiş ve isyan halinde olan İran şahına sığınmıştır. Kanuni ise oğlunu İranda bırakmayacak ve kendine sığınan birini teslim için fidye isteyen şaha gereken fideyeyi ödeyecektir. Fakat Fatih Sultan Mehmet'in koyduğu nizam-ı cedid yasasına göre şehzade Osmanlı topraklarına girdiği anda katledilecektir. Fakat ne kadar padişah olsa da o da vicdanı olan bir babadır.

Neko'ca Yorum:

Oyun boyunca Kanuni ve Mimar padişahlığı ve baba olmayı sorgularlar. Sultan vicdanı ile uygulaması gereken hükümler arasında gider gelir. Bir yanda Hürrem Sultan'a oğullarına dokunmayacağına dair verdiği söz, bir yanda dedesinin koyduğu yasa. Mimar Sinan ise savaşta oğlunu kaybetmiştir ve hiç bir babanın evlat acısı çekmemesi gerektiği kanaatindedir.

Genel olarak edebi yönü çok yüksek bir oyundu bence. Sadece 2 kişi arasında geçen bu konuşmalar yer yer Yunus Emre'den, Baki'den, ve Kanuninin bizzat kendisi olan Muhibbi'den mısralar içeriyordu. Kanuni, oğulları ve Hürrem Sultan arasında birbirlerine yazılan mektuplar çok dokunaklıydı. Kanuni'nin rahmetli Hürremi andığı ve hayalinin sahneye geldiği bölüm çok etkileyiciydi. Oyun geçişleri sırasında Rüştü Asyalı tarafından seslendirilen dörtlükler çok hoştu.

Oyunculuk ise tek kelime ile muhteşemdi. Ses tonlarını şahane kullandılar, hareketler tavırlar... Mimar zaten aynı zamanda oyunun yönetmeni olan Semih Sergen. Oyunun müzikleri ise Can Atilla imzalı.

Neko'nun Alıntıları:

Not alabilmek isteğim o kadar çok cümle geçti ki. Ama alamadım tabii. Annem bir daha izlemek istiyor belki tekrar gideriz o zaman bol bol not alacağım :) Mesela hatırladığım şu cümleler ve mısralar var:

Mimar Sinan: "Mimari şiirin taşlaşmış halidir."

Mimar Sinan: "Hükümdar kimdir merak ederim. Hüküm koyan mı konmuş hükümleri uygulayan mı?"

Kanuni: "Siyasette önemli olan adalet değil sonuçtur."
Kanuni: "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat
gibi"

Mimar Sinan: "Halk içinde muteber nesne var hikmet gibi / Sultan’ın hükmü hiçtir, yazgı akıbet
gibi"

Sıradaki tiyatro gelsin.. :)


4 yorum:

  1. Biz de Çalışkuşu'na gitmeyi istiyoruz da benim çok acele zaman yaratmam lazım! Ama sihirli değneğimi bulamıyorum bu aralar!

    YanıtlaSil
  2. Ben Çalıkuşu balesine gitmiştim geçen sezon (değil ondan öncekiydi galiba). Tek kelime ile muhteşemdi! Eğer aynıysa mutlaka gitmelisin. Ahh çalan müzikler albüm olsa da alabilsem keşke :)

    Değneği en son kullandığın yerde bırakmış olabilirsn belki :)

    YanıtlaSil
  3. Bak bak bak baak! En son kullandığım yer, en önce bakmam gereken yerdi aslında :) Ha bu arada aklıma bi' fikir getirdin:) Teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  4. Ne ki acaba? Ne demek efendim her zaman...

    YanıtlaSil