.jpg)
2010 herkesin en güzel yılı olsun...
Hala dinlememiş olanlar varsa aşağıdaki linkteki şarkıyı onlara armağan ediyorum :D Dahada gelmem 2009'a...
http://www.zil-zurna.com/
.jpg)
































Geçen Koca bana çiçek aldı :) Gizlice başka birini evimize aldığımızı bilememişiz. Şu yeşil şey 2 gün bizle yaşamış :) Sürekli o çiçeğin dibini delmeye çalışıyordu. Baksam beslesem kelebek olurdu belki. Çiçeğiyle aldım bahçeye koydum ^^ Kelebek olsun gene gelsin 2 gün misafir ederim yine :)


Devlet tiyatrolarının yeni sezonunda ilk izlediğim oyundu. Devamını bekliyoruz :) Oyun hakkında detaylı bilgiyi http://www.devtiyatro.gov.tr/ adresinde bulabilirsiniz.Oyun Kanuni Sultan Süleyman ve Mimar Sinan arasında 1 gece boyunca geçen konuşmalardan oluşuyor. Hürrem Sultan ile birlikte sadece 3 kişilik olan oyun son derece durağan, ama oyunda önemli olan kişiler arasında geçen sözler. Uykusu bir sıkıntısından dolayı kaçan Kanuni Mimar Sinanı gecenin bir yarısı dertleşmek için evinden aldırır. Derdinin ne olduğunu direk söylemez ama verdiği ipuçlarından Mimar sorunu anlar. Yıllar önce Mustafa adlı şehzadesini kendisini devirerek tahta getirmek isteyenlere engel olmayı başarmış ve Nizam-ı Cedid yasası gereğince katlettirmiştir. Şimdi aynı olayı şehzadesi Bayezid için de gerçekleştirmek zorundadır çünkü şehzade Kanuniden sonra tahta şehzade Selimin geçeceğini öğrenince isyan etmiş, yönettiği savaşları kaybetmiş ve isyan halinde olan İran şahına sığınmıştır. Kanuni ise oğlunu İranda bırakmayacak ve kendine sığınan birini teslim için fidye isteyen şaha gereken fideyeyi ödeyecektir. Fakat Fatih Sultan Mehmet'in koyduğu nizam-ı cedid yasasına göre şehzade Osmanlı topraklarına girdiği anda katledilecektir. Fakat ne kadar padişah olsa da o da vicdanı olan bir babadır.
Neko'ca Yorum:
Oyun boyunca Kanuni ve Mimar padişahlığı ve baba olmayı sorgularlar. Sultan vicdanı ile uygulaması gereken hükümler arasında gider gelir. Bir yanda Hürrem Sultan'a oğullarına dokunmayacağına dair verdiği söz, bir yanda dedesinin koyduğu yasa. Mimar Sinan ise savaşta oğlunu kaybetmiştir ve hiç bir babanın evlat acısı çekmemesi gerektiği kanaatindedir.
Genel olarak edebi yönü çok yüksek bir oyundu bence. Sadece 2 kişi arasında geçen bu konuşmalar yer yer Yunus Emre'den, Baki'den, ve Kanuninin bizzat kendisi olan Muhibbi'den mısralar içeriyordu. Kanuni, oğulları ve Hürrem Sultan arasında birbirlerine yazılan mektuplar çok dokunaklıydı. Kanuni'nin rahmetli Hürremi andığı ve hayalinin sahneye geldiği bölüm çok etkileyiciydi. Oyun geçişleri sırasında Rüştü Asyalı tarafından seslendirilen dörtlükler çok hoştu.
Oyunculuk ise tek kelime ile muhteşemdi. Ses tonlarını şahane kullandılar, hareketler tavırlar... Mimar zaten aynı zamanda oyunun yönetmeni olan Semih Sergen. Oyunun müzikleri ise Can Atilla imzalı.
Neko'nun Alıntıları:
Not alabilmek isteğim o kadar çok cümle geçti ki. Ama alamadım tabii. Annem bir daha izlemek istiyor belki tekrar gideriz o zaman bol bol not alacağım :) Mesela hatırladığım şu cümleler ve mısralar var:
Mimar Sinan: "Mimari şiirin taşlaşmış halidir."
Mimar Sinan: "Hükümdar kimdir merak ederim. Hüküm koyan mı konmuş hükümleri uygulayan mı?"
Kanuni: "Siyasette önemli olan adalet değil sonuçtur."
Kanuni: "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat
gibi"
Mimar Sinan: "Halk içinde muteber nesne var hikmet gibi / Sultan’ın hükmü hiçtir, yazgı akıbet
gibi"
Sıradaki tiyatro gelsin.. :)
Nooolur korku filmi izleyim diye ısrarlarıma dayanamayan kocam ve abimle buna karar verip koyduk DVDye. (Yanımda 2 erkek olunca korkmuyorum :P) Smallvill dizisinin Clark'ı bir akradaşı ile balıkçılık yaparken çapaları denizin dibindeki bişeyleri harekete geçiriyor ve içinden dökülen eskiden birilerine ait olan özel eşyalar yaşadıkları adanın kıyısına vurmaya başlıyor. Zamanla onları kullananların ruhları da gelip katletmeye başlıyor herkesi. Adadakilerde zamanında kendilerini kurtardıklarını düşünen 4 kişinin heykelini dikmişler açılış yapacaklar. Birde esas oğlanımızın kız arkadşı var Losttaki Shenon. Zaten o kızda baştan beri bişeyler var böyle rüyalar görüyo sesler duyuyo, adaya dönen eşyalara dokununca değişik hissediyo vs.
Çok yoruldum bre! Unutmuşum ben faranjitim olduğunu. Dönemlerdir yatıyorum yormuyorum boğazımı ya farkında değilim. 2 saat kadar car car konuşmam gerekince giden sesim bana şiddetle hatırlattı :( Öyle bi duruma soktular ki beni bilgisayarı olmayan okulda öğretmenlik yapan bilgisayar öğretmenine döndüm. Uygulamaları gereken şey teorik mi anlatılır yaw. Amaaan neyse... Ben değil onlar düşünsün..






ikle aldatmasın.Herşey son derece saf ve temiz duygular üzerine =D Gerisini beğenirseniz 
Buradan online olarak ve İngilizce siz okuyun...

